MARCUS VİTRUVİUS POLLİO


 

Vitruvius, M.Ö. 90 – 20 yılları arasında yaşamış mimar, askeri mühendis ve yazardır. Kendi deneyimlerini ve önerilerini sunduğu “Mimarlık Üzerine” adlı bir kitap yazmıştır. Kitap, genel olarak antik mimari ve mühendisliği ele alsa da bunlardan ibaret değildir. Vitruvius, felsefeyi, matematiği, geometriyi, sanatı da önemsemiş ve bunlar hakkında da yeterince bilgi vermiştir. Vitruvius, M.Ö. 58-50 yılları arasında Jul Sezar için askeri mimar ve mühendis olarak çalışmış ve bu dönemde Yunanistan, Asya, Kuzey Afrika ve Galya’ya giderek buradaki mimari yapıları gözlemleme fırsatı bulmuştur. Kitabını yazarken kendi tecrübelerinden ve Yunan yazar Hermogenes’in 2. yüzyılda yazdığı çalışma notlarından faydalandığı bilinmektedir. Vitruvius, bu kitabı Roma İmparatoru Augustus’a adamıştır.




“Mimarlık Üzerine”

 Kitapta Vitruvius, mimarlık ve mühendislik bilgilerinin yanı sıra bunların pratiğini de ele almış, günlük hayattaki yerinin altını çizmiştir. Çünkü ona göre başarılı bir mimar / mühendis, bütün bilim dallarına ve sanata hâkim olmalıdır. Vitruvius, mimari konusunda da yapıların kesinlikle barındırması gereken üç özellikten bahseder: güzellik, sağlamlık, kullanışlılık.

 Bu kitap özellikle Orta çağda oldukça fazla kez çoğaltılmıştır. Günümüze ulaşan en eski kopyasıysa 8. yüzyıla aittir. 20. yüzyıla dek de bu kitap bütün mimarlık ve mühendislik alanlarında ana kaynak olarak kullanılmıştır.

            Bu kitap kendi içinde bölümlere ayrılır ve her bölüm kitap olarak adlandırılır. Her bir kitabın konusu ve içeriği farklıdır. Birinci kitap, mimarlığın yan alanları, çalışma ilkeleri, şehir planlamasına yönelik ilkeler ve inşa mekanları hakkında bilgi verir.

 “Görüldüğü üzere mimarlık çok çeşitli uzmanlık konularıyla donatılmış ve zenginleşmiş geniş kapsamlı bir bilim dalı olduğundan, (…) geniş bir edebi ve teknik bilgiyle beslenip mimarlığın en yüksek tapınağına ulaşmamış kimselerin kendilerini öyle bir çırpıda mimar olarak addetmeleri hakkaniyetli olmaz.”

                                               Birinci Kitap  (1. Bölüm, 11. Madde)


İkinci kitap, inşaatın başlangıcından bitiş aşamasına kadarki süreçte kullanılan malzemeler hakkında bilgiyi içerir.

            “(…) Kırmızı çaplı taştan ya da pişmiş tuğladan veya tüften iki ayak kalınlığında sıra sıra duvar öreceğiz, sonra satıhları demir kenetlerle, kurşunla birbirlerine bağlayacağız. Böylece malzemeyi yığarak değil de düzgün döşeyerek elde edeceğimiz duvar da hiç hasarsız yıllara meydan okuyacak. (…)”

                                               İkinci Kitap (8. Bölüm, 4. Madde)


Üçüncü kitap, yapıların temelleri ve tapınakların matematiksel orantılarına dair bilgi verir.

            “Ana sütunlar yükseldikçe ve mesafe büyüdükçe onlara aşağıdan bakan gözü yanıltır, bu yüzden sütunların çaplarına ilave yapılarak bu durumun telafisine gidilir. Çünkü göz her zaman güzeli görmek ister (…)”

                                                Üçüncü Kitap (3. Bölüm, 13. Madde)


Dördüncü kitap, Dorik, İonik ve Korint mimarisi düzenleri ve çeşitli tiplerde tapınaklar ve sunaklar hakkında yazılmıştır.

            “(…) Eğer tanrı tapınakları şehrin işlek caddelerinin yakınlarında kurulacaksa, yoldan gelip geçenlerin hemen görebileceği ve önlerinde durup selamlarını sunabileceği bir yerde olmalıdır.”

                                                Dördüncü Kitap (5. Bölüm, 2. Madde)


Beşinci Kitap, Bazilika gibi önemli Roma yapılarını ve tiyatro binaları yapılırken en iyi akustiğin nerede, nasıl sağlanacağını bulmaya yönelik tavsiyeleri içerir.

            “(…) Doğanın izinden giden eski mimarlar tiyatroların basamak basamak yükselen sıralarını sesin yükselmesiyle ilgili araştırmalarına dayanarak tasarladılar ve matematikçilerin armonik hesaplamalarından ve müzikal oranlardan yararlanarak sahnede çıkan her sesin seyircilerin kulağına daha net, daha hoş gelmesi için uğraş verdiler.”

                                                 Beşinci Kitap (3. Bölüm, 8. Madde)


            Altıncı kitap, İklimin, yapılara olan etkisini ve evlerin bu iklim şartlarına uygun nasıl yapılması gerektiğine dair bilgileri içerir.

            “Yatak odalarının ve kütüphanelerinse doğuya dönük olmaları icap eder; çünkü buraların kullanım maksadı sabah ışığını gerektirir, ayrıca kütüphanelerdeki kitaplar da böylece küflenmemiş olur.”        

                                               Altıncı Kitap (4. Bölüm, 1. Madde)


            Yedinci kitap, renklerin kökenini ve onların kullanımı anlatarak bununla bağlantılı olarak zeminlerin kaplamaları, duvar resimleri hakkında bilgi verir.

            “(…) Mor rengi hem çok değerli hem de eşsiz bir renk olduğu için bütün renklerin içinde göze en hoş görüneninden. Bu renk, mor boyanın elde edildiği bir deniz salyangozundan çıkarılır ve bir gözlemci için doğadaki her şey gibi bu da hayret uyandırıcı bir şeydir. (…)”

                                               Yedinci Kitap (13. Bölüm, 1. Madde)        


Sekizinci kitap, su kaynaklarını ve buna bağlı olarak su kemerleri hakkında bilgileri içerir.

            “(…) Susa'da küçük bir pınar var. Suyundan içenin dişleri dökülür. Üstüne bir epigram yazılmış. Meali şöyle: Bu su yıkanmak için birebir, ama içilirse, dişleri kökünden söker. (…)”

                                               Sekizinci Kitap (3. Bölüm, 23. Madde)


            Dokuzuncu kitap, Astronominin mimariyle ilişkisi ve zamanın su ve güneş saati kullanılarak ölçülmesi konusunda bilgileri içerir.

            “(…) Arşimet hamamda tam tekneye girerken, baktı ki vücudu suya oturdukça, teknenin dışına o miktarda su taşmakta. Bu olay zihnindeki meseleye ışık yaktığı anda da sevinç içinde hiç duralamadan tekneden fırladı ve öyle çırılçıplak bir koşu evinin yolunu tuttu; bir yandan da avaz avaz aradığı şeyi bulduğunu herkese duyuruyordu. Çünkü koşarken sürekli olarak Yunanca heureka, heureka (buldum,buldum) diye bağırıyordu.”

                                                   Dokuzuncu Kitap (Giriş Bölümü, 10. Madde)


            Onuncu kitap, mesafe ölçmeye ve su basmaya yarayan mancınık ve kuşatma makineleri gibi çeşitli makineleri konu alır.

            “Halatların uçlarını yay deliklerinden geçirin ve kafanın diğer tarafına çekin, çıkrıklara bağlayıp sarın ki, halatlar manivelalarla gerilince, elinizle vurduğunuzda her biri aynı tonda ses versin. İşte mancınıklar takozların takviyesiyle gerili tutularak kulağınıza uygun perdeden bir ses gelene kadar böyle ayarlanırlar. (…)”

                                                      Onuncu Kitap (12. Bölüm, 2. Madde)


Vitruvius ve Sahne

Bunun yanı sıra Vitruvius, aynı zamanda tiyatro hakkında da bilgi sahibidir ve sahneye dair yorumlamada da bulunur. Ona göre, kurguları ve şemaları birbirinden farklı iç çeşit sahneden söz edilebilir;

1- Trajik sahneler, krallara sunulan sütunlar, heykeller ve diğer nesnelerle tanımlanır.

2- Komedi sahneleri, sıradan konulara dair biçimin arkasından balkon ve pencere dizileri sunan manzaralarıyla özel konutlar sergiler.

3- Satirik sahneler, ağaçlar, mağaralar, dağlar vb. betimleme ve kaba nesnelerle süslenirler. *



*Ayşe Nahide Yılmaz, Gösteri Parçası: İşlevsel Bir Bağlam (John F. Moffitt) 



Dipnot: Bu çalışma, yapılan araştırmalardan bir okuma derlemesidir. 

            








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"İÇİMDEKİ MÜZİK" ROMAN İNCELEMESİ

"TURGUT ÖZAKMAN – OCAK" OYUNU İNCELEMESİ

"ALTINCI KOĞUŞ" ÖYKÜ İNCELEMESİ