İlk Gençlik Romanı ya da Çocuk Romanı olarak kategorize edilen "İçimdeki Müzik" adlı kitap, Sharon M. Draper tarafından kaleme alınmıştır. 256 sayfalık uzunca bir kitap olmasına karşın hızlıca okuyup ciddi anlamda beni heyecanlandıran nadir romanlardan bir tanesi olduğu için size bu romandan bahsetmek istedim. İlk söyleyeceğim şey şu ki bu kitap en çok da yetişkinlerin okuması gereken bir kitap. Çocukların dünyalarını onun gözünden görebilmemiz için bu kitabı okumamız gerekli diye düşünüyorum. "Özel çocuklar" olarak adlandırdığımız o çocukların bu "özel" olma durumunda neler yaşadığını da üstüne basa basa, gözümüze soka soka gösteriyor olması beni en çok etkileyen özelliği oldu diyebilirim.
Kitabın
ana fikri, bedensel ve konuşma engeli olan küçük bir kızın günlük yaşantısında karşılaştığı zorluklara rağmen ne kadar yetenekli olduğunu ve aslında engelli bireylerin de
en az diğer insanlar kadar başarılı olabileceğidir. Çünkü başarının engellerle hiçbir alakası yoktur. Olaylar
günümüzde geçmektedir. Herhangi belirli bir yıl belirtilmemiştir. Kurgunun
başlangıcı ile bitişi ise yaklaşık olarak bir okul yılına denk gelmekle beraber
geriye dönük çok fazla anlatı da mevcuttur. Olayın kendisi ise her döneme hitap
edebilir.
Kitabın ana kahramanı Melody, ana
kahramanı destekleyici kahramanlar ise anne ve babadır. Yan karakterler de
Catherine adındaki yardımcı, annesinin arkadaşı olan yan komşu, okuldaki
öğretmenleri ve arkadaşlarıdır.
ROMAN NE ANLATIYOR?
Melody,
11 yaşında küçük bir kız çocuğudur. Kas ve iskelet sistemiyle alakalı bir
engelinin olması onun aynı zamanda konuşamamasına da neden olmuştur. Bu kitap
da herhangi bir eylemde bulunamayan ve konuşamayan Melody’nin yaşadıklarını ele
alır. Kitapta bütün olan biten, kahraman bakış açısıyla aktarılmıştır. Melody,
kendi düşüncelerini de ifade ederek her şeyi bizlere aktarır. Bence anlatımın
bu yolla olması, çok daha etkileyici olmuştur. Çünkü birini anlamanın tek yolu
onun düşüncelerini ve hislerini tam olarak bilebilmemizden, hissedebilmemizden ve gözlemleyebilmemizden geçer.
Kitabın
ilk dört bölümü belirli olay örgüsünden ziyade Melody’nin anlatacaklarının
öncesinde neler yaşadığını ve neler hissettiğini anlatmasıyla geçer. Bunların
yanı sıra düşüncelerini aktarıyor olması da oldukça değerlidir. Kitabın beşinci
bölümünden itibaren Melody ve okul maceralarını görmeye başlarız. Melody,
bizdeki kaynaştırma sınıflarına benzer bir sınıfta eğitim almaktadır. Fakat ona
göre insanların anlayamadığı şudur; Melody, oradaki insanlar gibi zekâ problemi
yaşayan biri değildir. O sadece bedensel engellidir. Bu nedenle burada eğitim
almaktan hiç hazzetmez. Kimseye kendini ifade edemiyor olduğu için de bu
durumdan yakınır.
Melody,
hikâyenin devamında tekerlekli sandalyesinin masasında duran yazı tahtasından
söz eder. Bu tahtada onun günlük yaşantısında işine yarayacak kelimeler yer
almaktadır. Bir şeyler ifade etmek istediği zaman Melody, bu tahtadaki
kelimeleri gücü yettiğince işaret eder. Fakat yine de bunu yeterli olmadığını
söylemektedir. Çünkü Melody, gerçekten farklı bir çocuktur. Çok erken yaşlardan
beri fark ettiği bir fotoğrafik hafızası vardır. Gördüğü, duyduğu hiçbir şeyi
unutmaz. Bunlar üzerine de düşününce konuşmak istediği şeyler çok fazladır.
Melody, sekiz yaşına geldiğinde bir kardeşi olacağını öğrenir. Fakat Melody,
buna mutlu olmamış sadece ailesine karşı mutlu taklidi yapmıştır. Çünkü onunla
ilgilenilemeyeceğini düşünür. Bir zaman sonra yaşanan bir olayla Melody çok
sarsılır. Çünkü annesi yanlışlıkla Penny’e arabayla çarpmıştır. Bu durumda
Melody, kendini suçlamaktadır. Eğer annesi Melody’nin mızmızlanmalarına
katlanmak zorunda olup sinirlenmeseydi bunun gerçekleşmeyeceğini ifade eder. Bu
olay Melody’i çok üzer.
Yeni bir çocuğun gelmesiyle beraber
Melody’e Catherine adında bir yardımcı bulunur. Artık okulda onunla Catherine
ilgilenmektedir. Melody, onu çok sever ve onun en yakın arkadaşı olduğunu
düşünür. Çünkü Catherine onu sevmekte ve ona güvenmektedir. Üstelik Catherine,
onu özel durumundan dolayı aşağılamaz ve hor görmez.
Melody, okul gezisiyle akvaryuma
gidecektir. Bu durum için çok heyecanlı olsa da sınıftaki kimsenin onu
sevmediğini biliyor olması ve tekerlekli sandalyesi yüzünden onlara bela
olacağını düşünmesi heyecanını kırmaktadır. Fakat bu olay sonrasında Melody’i
çok mutlu edecek bir durum gerçekleşir. Melody’nin artık onun kullanabileceği
türden bir bilgisayarı olacaktır. Bu da Melody’nin kendi başına bir şeyler
izleyebileceği, okuma yapabileceği ve en önemlisi de kendini ifade edebileceği
anlamına gelir. Bu bilgisayar, Melody’nin söylemek istediklerini yazı yoluyla
algılayarak sesli bir şekilde söyleyebiliyordur. Melody, mekanik olarak da olsa
artık konuşabilecektir! Kendisi bu makineye Elvira adını vermiştir.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken
Melody’i heyecanlandıran bir başka şey daha vardır; bilgi yarışmasına katılacak
olmak. Okulda bir seçme yapılacak ve sorulara en fazla doğru cevap veren
kişiler, şehirlerarası turnuvalara katılacaktır. Melody de orada olmak ister.
Çünkü bu, bildiklerini başkalarına aktarabilmesi için büyük bir fırsattır.
Fakat sınıf arkadaşlarını bırakın, öğretmenin bile Melody’nin bir noktadan
sonra ilerleyebileceğine dair umudu yoktur. Melody, okulda yapılan seçmelerde bütün
turları başarıyla tamamlar ve şehirlerarası turnuvaya katılmaya hak kazanır. Bu durum, sınıfta yarışmayı kazanamayan
arkadaşlarını çok sinirlendirmiştir. Hatta birçoğu bunu kendi başına
başaramayacağını, yardımcısı Catherine’in ona yardım ettiğini söyler. Melody bu
nedenle son sınava tek başına girmiştir. Tam gerçekten mutlu olduğunu
düşünürken Melody, bir sarsıcı olayla daha karşı karşıya kalır. Yarışma
sabahında bir nedenden dolayı uçak erken kalkmıştır ve öğretmeni ona haber
vermeyi unutmuştur. Melody’nin bu sefer gerçekten de dünyası başına yıkılır.
Fakat bir şekilde Melody yarışmaya yetişmeyi başarır. Ayırca oradaki insanlar
hep onunla ilgilenirler, onunla röportaj yaparlar ve onu dışlamazlar. Melody,
yarışmada derece kazanınca bunun da mutluluğu ilginin üzerine biner.
Yarışma bittikten sonra Melody olan
biteni unutmaz. Bütün arkadaşlarına ve öğretmenlerine açık yüreklilikle bir
konuşma yapar. Melody’i oldukça güçlendiren ve kendine güven kazandıran bu
durum, hayatının dönüm noktası olmuştur. O artık kendinden daha emin ve kendini
seven bir kızdır.
İçimdeki Müzik, öncelikle çocuklar
olmak üzere herkesin okuması gereken bir kitap bana kalırsa. Çünkü günümüzde
dünyanın her yerinde her yaştan ve her kültürden insan, yer yer engelli
bireyleri istemsiz de olsa aşağılayabiliyor, onları eksik görebiliyor ve dışlayabiliyor.
Özellikle onların bu durumunun eksiklik olmadığının aşılanması, çocukluk
yaşlarında başlamalı. Özellikle ebeveynler ve öğretmenler de bu kitabı okumalı.
Çünkü ancak yaşayan birinin anlattıklarıyla empati kurabilir ve onları
anlayabiliriz. Ülkemizde Melody gibi birçok çocuk, eğitim kurumlarında hemen
hemen aynı muamelelere maruz kalıyor. Öğretmenlerin çoğu da bu duruma kayıtsız
kalıyorlar. Oysa bu öğrencilerle ilgilenildiğinde içlerindeki cevher ortaya
çıkıyor. Tıpkı Melody’de olduğu gibi.. Kitabın en beğendiğim yerini söylemeye
kalkarsam, tek bir yer ya da olay belirleyemem. Ama bütün bu olayların ışığında
Melody’nin umutsuzluğuna rağmen içindeki durdurulamaz isteğe kualp verip
sonunda başarmış olması beni oldukça etkiledi.
Aşağıya
sıraladığım iki cümle benim kitapta etkilendiğim cümleler arasında yer alıyor.
Gerçekten duygularını hissettiğim bu iki cümle bile daha kitabı okumadan bana
Melody’nin ne kadar kötü hissettiğini anlamam noktasında yeterli gelmişti.
-
“Şimdiye kadar tek kelime konuşmadım,
neredeyse on bir yaşındayım.” (Aynı zamanda kapak tanıtım cümlesi) (s. 6)
-
“Düşüncelerin kelimelere ihtiyacı vardır.
Kelimelerin de sese.” (S. 11)
Kitabın
yazarı Sharon M. Draper, 1948 doğumlu Amerikan bir yazardır. İyi bir yazar
olmasının yanı sıra iyi bir eğitimci olarak da bilinir. “Yılın Ulusal
Öğretmeni” ödülüne de layık görülen bu yazar, aslında bu kitabında
öğretmenlerin üzerine düşen görevin ne olduğunu da çok güzel belirtmiştir.
Gerçekten bir eğitimci olarak bu gibi hassas konulara değinmiş olması, beni bu
yazarın diğer kitaplarını da okumaya iten sebeplerden biri oldu.
Kitabın baskı kalitesi bana kalırsa
oldukça yeterli. Kapak tasarımının hoş bir görünümü var. Direkt olarak olayı
veren bir resim ve başlığın olmaması da benim hoşuma gitti. Direkt bir
anlatımın yerine ilgi çekici detaylar kullanılmış. Örneğin kitap kapağındaki
balık, Melody’nin evcil hayvanı olan balığı temsil ediyor. Kurguya büyük oranda
hizmet etmese de hoş bir düşünce. Aynı şekilde kitabın ismi de melodik olarak
kulağa hoş geldiği gibi insanın içinde merak duygusunu da uyandırıyor. Çeviri
bir kitap olmasına rağmen rahat anlaşılır olması da çevirmenin başarısını
göstermekte.
Bütün bu anlattıklarımın bir sonucu
olarak bu kitabı çevremdeki birçok insana tavsiye ettim. Bir çocuk romanı
okuduğumu duyanlar biraz küçümseyerek baktılar. Fakat ben de kitabın ne
anlattığını, aslında bu bilincin önce çocuklarla oluşması gerektiğinden dolayı
çocuk kitabı olarak adlandırıldığını ama her yaştan insana verecek büyük bir
dersinin olduğunu ifade ettim. Buna rağmen insanlar ön yargıyla yaklaştılar ve
muhtemelen de okumadılar. Ben yine de insanlara bu kitabı şiddetle önermeye
devam edeceğim. Çünkü bu kitabı okumadan önce, engelli bireylere karşı oldukça
hassas biri olduğumu düşünüyordum. Fakat kitabı okuduktan sonra anladım ki
hassasiyetim yalnızca bu durumlarına üzüldüğüm içindi. Şimdiyse artık
üzülmüyorum. Onlara değer veriyorum. En önemlisi de engelleri ne olursa olsun
içlerinde büyük bir insan olduğunu düşünerek onlara yaklaşıyorum. Bu bana
gerçekten çok iyi hissettiriyor. Bu kitaptan bunu öğrenmiş olmam da beni mutlu
etti. Artık sokakta engelli bir birey gördüğümde ona acımıyor, üzülmüyorum.
Hatta kendisine sakladığı cümleleri öğrenebilecek kadar yetenekli olamadığım için
kendime kızdığım bile oluyor.
Cansu Belinay İPEK
Yorumlar
Yorum Gönder